Anestezi ve Reanimasyon
Tüm cerrahi branşlarda ve tüm yaş gruplarındaki her türlü cerrahi girişim için, ameliyat öncesinde hastanın detaylı anestezi muayenesinin yapılıp hastanın ameliyata her yönden hazır olup olmadığının değerlendirmesini yapar. Ameliyat esnasında ve sonrasında oluşabilecek sorunlarla da baş etmeyi içeren bütüncül bir tıp alanıdır.
Duyuların yokluğu, hissizlik anlamına gelen anestezi ayrıca hastanın ameliyat sırasında ağrı duymaması için yaşamsal fonksiyonlarda değişme olmaksızın; bilinç kaybı ile beraber duyuların ve bazı reflekslerin verilen ilaçlarla geçici olarak kaybolması olarak tanımlanabilir. Reanimasyon ise ameliyat bitiminde hastanın sağlıklı bir şekilde uyandırılması demektir. Anestezi çeşitlerini şu şekilde sıralayabiliriz.
Genel Anestezi
İletimin beyin düzeyinde engellenmesi ile geçici olarak yaşamsal fonksiyonlarda değişim yapmadan, bilinç, refleks ve aktivitede azalma ve ağrının ortadan kalkması durumudur. Genel anestezi; hastada eşlik eden ileri bir sağlık sorunu yok ise (örneğin; ağır karaciğer, böbrek yetmezliği, ağır obstüriktif akciğer hastalıkları vb.) hemen hemen tüm cerrahi tiplerinde uygulanabilmektedir
Bölgesel Anestezi
İletimin omurilik seviyesinde engellenmesidir.
Spinal ve epidural olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Spinal Anestezi
Omurilik sıvısı içine lokal anestezik ilaç verilmesidir. Göbek hizası (belden aşağı) altında kalan bölgelerin tamamen uyuşmasıdır. Spinal anestezide hasta uyanık durumdadır. Spinal anestezinin etkisi 2-4 saat devam etmektedir. Sıklıkla olmasa da hipotansiyon ve baş ağrısı gibi istenmeyen etkilere sebep olabilmektedir. Fıtık onarımları, prostat ameliyatları, bacak ameliyatları (varis, artroskopi vs.) gibi girişimlerde güvenle uygulanabilmektedir.
Epidural Anestezi
Yerleştirilen bir katater ile lokal anestezik ve narkotik ajan omurilik dışına verilerek sinirlerin uyuşturulmasıdır. Uygulanan seviyenin altında kalan bölgelerde ağrı ortadan kalkmaktadır.
Sezeryanlarda, anne ve bebeğe sağladığı rahatlık ve güven nedeniyle bölgesel anestezi tercih edilmektedir. Sezaryanda annenin uyanık kalmasına olanak verdiği için anne, bebeği doğar doğmaz kucağına alabilmektedir. Sinir bloğu anestezi
Özellikle kol ve bacak cerrahisinde bu bölgeye giden sinirler uyuşturularak o bölgenin ağrısız cerrahisi sağlanabilir. (El cerrahisinde kolun ana sinirinin koltuk altından girilerek bir iğne ile uyuşturulması gibi).
Lokal Anestezi
Lokal anestezi özellikle küçük alanlarda yapılan cerrahi girişimlerde tercih edilmektedir. Burada sadece girişim yapılacak bölge uyuşturulmakta, hastanın bilinci yerinde tutulmaktadır. Lokal anestetik madde bir enjektör yardımı ile cerrahi yapılacak alanın çevresine enjekte edilmekte ve buradaki sinir alanları uyuşturulmaktadır. Buna infiltrasyon anestezisi de denmektedir. 3-5 dakika beklendikten sonra cerrahi girişim yapılabilmektedir. Bu yöntem apse boşaltılması, küçük cilt kesilerinin dikiş ile kapatılması gibi durumlarda tercih edilmektedir. Kullanılan anestezik maddenin özelliklerine göre belirli bir süre sonra anestezinin etkisi geçmektedir.
Lokal anestezik maddelerin sprey şeklinde ya da krem şeklinde olan formları da vardır. Burada vücuda bir enjektör veya başka bir şekilde girilmeksizin gerekli bölge yüzeyden uyuşturulmakta ve buna ‘topikal’ anestezi de denmektedir. Bunlar anestezi yapılacak bölgeye birkaç dakika öncesinde uygulandıklarında iğne acısının duyulmasını da engellemektedirler. Kateter takılmasından önce, kan alınmasından önce de kullanılabilmektedirler. Sprey şeklindeki lokal anestezik maddelerden ayrıca endoskopi ya da bronkoskopi sırasında boğazın uyuşması için de yararlanılmaktadır.
Hastaların Ameliyata Hazırlanışı ve Sonrası
Hangi nedenle olursa olsun, ameliyat olması gereken hastanın, muhakkak anestezi uzmanı tarafından görülüp, muayene edilmesi gerekir.
Anestezi uzmanı; ameliyat öncesi hastayı ziyaretinde daha önce ameliyat olup olmadığını, sarılık tüberküloz gibi önemli bir hastalık geçirip geçirmediğini, sistemik bir rahatsızlığı olup olmadığını ve devamlı kullandığı ilaçlar bulunup bulunmadığını öğrenip, kısa özgeçmişini dinler.
Bu bilgilenmeden sonra kan sayımı, kan testleri, şeker, üre, karaciğer enzimleri, böbrek testleri, elektro kardiyografi, akciğer grafisi gibi test ve tahliller yapılıyor. Gerekirse diğer branşlardaki uzman hekimlerden konsültasyon istenir.
Son aşamada ise hastaya; uygulanacak anestezi şekli, riskler ve operasyon süresi anlatılıyor, hastanın soruları yanıtlanarak bilgilenmesi sağlanır.
Özellikle narkoz korkusu olan hastalar başta olmak üzere; hastalara pre-medikasyon denilen korkuyu azaltıcı, rahatlatıcı bir takım ilaçlar verilir.
Çocuklara ise tedirgin etmemek amacıyla meyve suyu içine karıştırılmış rahatlatıcı ilaçlar içirilir.
Ameliyattan sonra gerek anesteziye, gerekse operasyon cinsine bağlı olarak ameliyat ağrısı, gıcık, bulantı, baş ağrısı gibi bazı sorunlar gözlenebiliyor. Ancak bu sorunlar yerinde müdahaleler sayesinde giderilir.
Ameliyat öncesi nelere dikkat edilmeli?
Anestezi uygulanacak hastanın şu koşulları yerine getirmesi gerekiyor:
- Ameliyata girerken aç olmalı.
- Ameliyat olmadan 1 hafta önce başlayarak, kan sulandırıcı ilaçlar almamalı.
- Sigara kullanıyorsa, ara vermeli, sağlığı için sigarayı bırakmalı.
- Doktoruna kullandığı ilaçları ve geçmişindeki sağlıkla ilgili problemleri bildirmeli